Wednesday 28 October 2015

Dün "Yanıltılmak" ve bugün "linç edilmek" üzerine bir not

“Yanıltıldım” diyenlere karşı takınılan tutuma ilişkin, “linç” kavramını kullanan arkadaşlara biraz daha dikkatli olmalarını, bu kavramın gerçek anlamı üzerinde biraz düşünmelerini öneririm.
“Savaşta, isyanda, direnişte, vb., ne yaptı?” son derecede meşru bir sorudur. Bu sorunun cevabı “düşman saflarında, karşı tarafta bize ‘kurşun’ (gerçek ya da simgesel) sıkıyordu” ise bu durumun bir sonucu olmak durumundadır.,

Dün siyasal İslam, AKP önderliğinde yükselir, hegemonyasını inşa ederken, bugün “yanıltıldım”, “aldatıldım” (edilgenliğe dikkat) diye yakınanlar bu sürece destek vermekle kalmadılar. Direnenleri şiddetle eleştirdiler hatta sosyalist harekete, hareketin geleneğine, bu geleneğin yapıcı isimlerine, ulusalcı, ulusalcı sosyalist (Nazi), darbeci kavramlarına bindirilmiş türlü hakaretlerle “simgesel şiddet” uyguladılar, susturmaya çalıştılar, bunu yaparken en gerici yazarlarla panel paylaşmaktan, TV programlarında boy göstermekten kaçınmadılar. İçlerinde  sahte delil üretmeye yardım eden, bu delilleri yayanlar bile oldu.

Son derecede önemli bir nokta daha var: Bu tiplerin bir kısmı geçmişte sosyalist hareket içinde yer almışlar, eleştirel düşüncenin gelişmesine katkı yapmışlardı.
Şimdi hiç bir açıklama yapmadan “bizi yanılttılar” diyorlar. Bu kadar bilgi ve birikimle nasıl yanıldılar, neden yanıldılar? Hadi yanıldılar, peki sosyalist harekete neden o şiddetle saldırdılar?


Bu sorular cevapsız kaldığı sürece, “Aslında yanılmadılar, ancak siyasal İslam ve AKP’nin bunlara, fantezi  fikirlerinin desteğine gereksinimi kalmadı, yararlılıkları bitti, bir safra gibi atıldılar. Aslında onlarda değişen bir şey yok!” düşüncesi, ihanete uğramışlık duygusu geçerli olmaya devam edecek. Bunların “linç” (yasa dışı sürü saldırısı) pratiğiyla bir ilgisi yok...