Monday 4 July 2016

İki Şiir - Yasak Meyve Temmuz - Ağustos 2016'da yayımlandı



Özenle biriktirmiştim o resimleri
Bir de baktım ki renklerini yitirmişler.
Siyah bir şey gündüzleri yiyordu her gün
- Ben geceleri sayıyordum
  başından sonuna kadar-
Dişlerinin minesindeki pırıltılar
Nedense hep seni getiriyordu aklıma.

Dışarda kar yağıyor şimdi– ağaçlar sustu
O sana senden daha çok benzeyen kadın:
Siyah üzerine siyah; O zaman anlamamıştım...”
Sen daha siyah bir yastık getir bana sevgilim
Düşlerimden düşerken tutunmak için.
İşte bak hala senden yana kanıyor gül
Akşamları bulutların rengi bakıra çalarken
Senin için kokuyor sonuncu yasemin
Çıkarken arkandan kapıyı kapatmayı unutma
Kimseler duymasın durduğunu saatlerin

-----------------------------------


Suratı beyazdı, pencereleri yoktu odanın
Emanet çocuklar küçük  hıçkırıklarla ağlıyordu
Dilleri kesilmiş duvarların birleştiği yerde
O göz yaşları benimdi sevgilim, o göz yaşları senin
Yeşil yılanlar dolaşıyor koridorlarında vakitlerin

Duvardaki aynalar çığlıklara artık alıştı
Adamın elleri çocuğun yüzünden büyüktü
O yüz senindi sevgilim, Ah! O yüz benim
Kan ve çelik kazımazsa eğer yüzümüzden
Biz bu lanetli lekeyi taşıyamayız sevgilim

Anlatacak masum masallarımız vardı
Uykunun sıcak kucağına sığınırken
Parmaklarımızın arasından akıp gidiyor
Kokusunu yitirmiş, solgun bedenlerimiz
Düşlerimizin renksiz ipliklerinden
Saydam kumaşlar dokuyoruz sabaha kadar
Sen bana bakıyorsun sevgilim, ben sana
Gözlerimiz, dayanamadı, bizi çoktan terk etti
Şimdi yeşil yılanlar yaşıyor kovuklarında

“Beni aldattılar” diyen birine aittir yalancı umut
Avuçlarımıza bir bir sayılan bu acılar ise bizim

Yoksa bizi kötü sonsuza mı hapsettiler sevgilim...