Friday 19 July 2013

Zor dönemin, tatsız bir konusu -Ergin Yıldızoğlu


Kapitalizm küresel çapta derin bir mali kriz yaşıyor. Bir “Büyük Bunalım” bu. Beş yıl oldu hala çıkışa ilişkin ufukta hiçbir işaret yok. Kapitalizmin yapısal krizi içinde başlayan teknolojik gelişmeler, “neo-liberal” küreselleşme süreçlerinin etkileri  yeni sınıf şekillenmelerine yol açtı. Mali krizin yıkıcı etkileri toplumları sarsarken, bu yeni sınıf şekillenmeleri de, kendilerine özgün toplumsal hareket ve muhalefet biçimleriyle birlikte su yüzüne çıkmaya başladılar.

Yönetici sınıflar bu yeni biçimlere uyum sağlamakta zorlandıkça, ekonomik kriz, siyasi, ideolojik boyutlarıyla, kapitalist toplumun her alanını kapsayan organik bir özellik kazanıyor.

Mao’nun deyimiyle “gök kubbenin altında kaos var. Koşullar mükemmel.” Koşullar, kapitalizmin, ufkunun ötesine geçen yeni bir toplum projesini başlatmak için mükemmel!
Bu koşullarda, kapitalizmin yapıları, toplumsal mutabakatlar, sınıflar arası dengeler sarsılır, hızla değişme, mutasyona  uğrama özellikleri sergilerken; sosyalist hareketin de bu toplum projesi bağlamında, bu kargaşaya uyum sağlayabilmek, müdahale edebilmek, insanlığın önünü açarak, “barbarlık olasılığını” ortadan kaldırmak için en geniş güçler yelpazesini bir araya getirmek için, en büyük taktik esnekliği göstermesi gerekiyor. Ancak en büyük taktik esneklik, eğer bir stratejik kararlılık ve teorik berraklık varsa başarılı olma şansı elde edebiliyor.

Tam bu sırada, “Gezi olayı” patlak verdi. Her tarihsel “olay” gibi, kendi hakikatini, insanını, hatta ahlakını yaratmaya başladı. Gezi’deki yaşam biçimi, tüm ülkeye yayılan forumlar “yeni bir şeyle” karşı karşıya olduğumuzu söylüyor. Sosyalistlere de bu “yeni”yi anlamak, anlamlandırmak, teorik berraklığa dönüştürmek düşüyor.

Ancak bu “yeni” anlamını kolaylıkla ele vereceğe benzemiyor. Bu “yeni”nin daha önce görülmeyen ama, şimdi anlamlandırılması gereken bileşenlerinden biri de siyasal İslam içinden çıkan ve kendini “devrimci/anti-kapitalist Müslümanlar” olarak tanımlayan “yapılanma.”

Bu yapılanma şimdilik küçük hatta önemsiz sayılabilecek bir gruplaşma oluşturuyor. Ancak bu yapılanma, Gezi olayı sırasında siyasal İslam’a, bugüne kadar kendisine kapalı olan bir siyasi coğrafyaya girme, orada siyasi çalışma (ajitasyon, propaganda ve örgütlenme) yapma, “sokak iftarı” düzenlemeleriyle, liberal İslamcı yazarların artan ilgileriyle genel olarak toplumda profilini yükseltme, adını duyurma olanağı elde etti.
(...)

Yazının devamını okumak için "tık"layınız

No comments:

Post a Comment